İsrail’de 7 Ekim’deki paylaşımları nedeniyle tutuklanan İsrailli öğretmen Meir Baruchin, mahkemede 15 gün boyunca ev hapsi ve sosyal medya kullanımının yasaklanmasıyla serbest bırakıldı. Batı Kudüs Bölge Mahkemesi’nde görülen duruşmaya sanık Baruchin telekonferans yöntemiyle katıldı. Baruchin, Petah Tikva’daki eğitim kadrosundaki paylaşımlarında “İsrail askerleri, Filistinli kadınlara tecavüz ettiği suçlamaları ve Hamas’ın 7 Ekim’deki saldırılarını meşrulaştırdığı” iddiasıyla 4 gündür tutukluydu. Mahkeme, öğretmen Baruchin’in 15 gün ev hapsi ve sosyal medya kullanımının yasaklanmasıyla serbest bırakılmasına hükmetti.
İsrailli bazı aktivistler, Baruchin’e destek vermek için mahkeme önünde toplandı. Baruchin’in avukatı Nasır Avde, AA muhabirine yaptığı konuşmada Kudüs’te sosyal medya paylaşımları nedeniyle onlarca kez işkenceye tanık olduğunu belirtti, “Bu sunulanlar İsrail ve uluslararası kanunlarla korunan ifade özgürlüğüne karşı bir savaş yürütüldüğünü gösteriyor.
İsrail polisi, sosyal medya paylaşımları nedeniyle 300′ den fazla Filistinli hakkında soruşturma başlatıldı, 80’den fazla Filistinli tutukladı, 70’den fazla Filistinli hakkında iddia hazırlandı ve mahkemeye sevk edildi.” dedi. İsrail’deki mahkemelerin polisin sunduğu bu dosyalarda iki haftaya varan gözaltı kararları verildiğine ve dava sürecinde tutukluluğun aylara varabileceğine işaret eden Avde, çocuk, kadın ve yaşlı Filistinlilerin de kurban olduğunu ifade etti.
Avukat Nasır, İsrail polisinin Filistinli tutuklulara yönelik bir dizi “insanlık dışı” ihlalde bulunduğunu vurgulayarak “Hapishanelerde, Filistinliler darp ve hakarete maruz kalıyor. Ziyaret, ilaç ve sağlık hizmetleri engelleniyor; doktor ziyaretleri kısıtlanıyor. Temel ihtiyaçlarını yanlarına almalarına izin verilmiyor. Elektrik ve su kasıtlı olarak kesiliyor.” şeklinde ifade etti. İsrail’de özellikle resmi çevrelerden gelen savaş kışkırtmalarına karşı Nasır, “Polis, savcılık ve mahkemenin hukuk ihlallerine işaret ederek savaş zamanında bile tutukluların anayasal haklarına saygı gösterilmesi gerektiğini ve suçluluğun ispatlanana kadar masum kabul edilmeleri gerektiğini” belirtti.
Nasır, geçen hafta Gazze’deki savaşla ilgili protesto düzenlemek isteyen İsrail vatandaşı Filistinlilerin talebine atıfta bulunarak İsrail Yüksek Mahkemesi’nin aldığı karara dikkat çekti. Nasır, İsrail Yüksek Mahkemesi’nin “her bireyin düşüncesini ifade etme hakkını tanıdığını, Gazze’deki masum can kayıpları için duyulan üzüntünün ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilebileceğini” belirtmiş ve buna rağmen İsrail polisinin birçok gösteriye müdahale ettiğine dikkat çekmiştir.
İsrailli eğitimci Meir Baruchim, Petah Tikvah kentindeki okulun öğretmenleri arasında bulunan bir iletişim platformunda, “İşgal altındaki bir milletin mücadelesinde başarılı olmak için her şeyin mübah olduğuna inanılıyor. İsrail askerleri Filistinli kadınlara tecavüz etmedi mi? Bunu 1948’den beri sürdürüyorlar, ancak ders kitaplarında yer almıyor.” ifadelerini kullanmıştı. Baruchim’in bu sözleri üzerine İsrail Eğitim Bakanlığı öğretmenlik görevine son vermiş, İsrail polisi ise Baruchim hakkında soruşturma başlatarak perşembe günü kendisini tutuklamıştı.
İsrail Polisi, Sosyal Medyadaki Paylaşımlara Odaklanarak Gözaltılara Hız Kazandırdı!
Baruchim’in 7 Ekim’den önceki bir sosyal medya paylaşımında, İsrail hava kuvvetlerinde görev yapan savaş pilotlarını “çocuk katili” olarak adlandırdığı ve pilotların “sonuçlarını bilmelerine rağmen emirlere itaat ettiklerini” ifade ettiği belirtilmiştir. Ayrıca İsrail’in Gazze ve işgal altındaki Batı Şeria’daki ihlallerine dair Baruchim’in paylaşımlarında, İsrail askerlerinin öldürdüğü 14 ve 24 yaşlarındaki iki Filistinli gençle ilgili bilgileri paylaşarak “Bugün de Batı Şeria’da kan gölü devam ediyor” şeklinde yazdığı belirtilmişti.
İsrail polisi, sosyal medyadaki paylaşımlar nedeniyle gözaltını hızlandırdı. Son günlerde Gazze’ye destek amacıyla sosyal medyada paylaşımlar yapan birçok İsrail vatandaşı Filistinli de İsrail güçleri tarafından gözaltına alındı. İsrail’in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, 7 Ekim’deki olaylara karışan kişilerin gözaltına alınmasının ardından elleri kelepçeli bir şekilde çekilen fotoğraflarını paylaşarak sosyal medyada dikkat çekmişti. Askere alınmaktan muaf tutulan ve görüşleri nedeniyle 53 ayrı suçlamayla karşı karşıya kalan Ben-Gvir, 2007’de “ırkçılık ve terör örgütünü desteklemek” suçundan mahkum olmuştu. Ben-Gvir, sosyal medyada Hamas’a destek verenleri “Hamas üyesi” olarak nitelendirmiş ve “Hamas’ın yok edilmesi gerektiğini söylediğimizde, onları destekleyen herkes Hamas’tır ve hepsi yok edilmelidir.” ifadelerini kullanmıştı.
